Bir varmış bir yokmuş... Bir tepside mercimekler, nohutlar, kuru fasulyeler ve buğdaylar yaşarmış. Bunlar çok tembelmiş. Boş durdukları yetmezmiş gibi bir de durmadan kavga ederlermiş. Bu tepside yaşayan pirinçlerden biri bu duruma çok üzülürmüş. Onun adı Tonti'ymiş. Tonti, halkının mutlu, çalışkan ve sevgi dolu olduğu bir ülke hayal edermiş.
Tonti tepsidekilere kötü huylarından vazgeçmelerini söylüyormuş. Ama hiçbiri onu dinlemiyormuş. Bunun üzerine Tonti, ''Madem öyle... Ben de hayallerimi gerçekleştirmek için yola koyulmalıyım.'' Demiş ve ''hooop'' diye aşağı atlayıvermiş.
Yere düştüğünde onu bir karınca görmüş.
- Merhaba; ben karınca Karkar; ya sen kimsin, diye sormuş.
Pirinç Tonti içtenlikle gülümsemiş;
- Merhaba, ben de pirinç Tonti, demiş.
Karınca Karkar merakla sormuş:
- Ne yapıyorsun burada kardeş?
Pirinç Tonti,
- Durduğum tepsiden aşağıya atladım; Kebuli Kebula ülkesine gideceğim, demiş.
Bu henüz bir hayal olsa da Tonti gerçekleşeceğinden eminmiş.
Karınca soru sormaya devam etmiş:
- Kebuli Kebula ülkesinin halkı nasıldır? Ne işle uğraşır; ne yaparlar?
Pirinç Tonti anlatmaya başlamış:
- Burası benim hayalimdeki ülke. Bu ülkede herkes kendi işini kendi yapar. Kimseye muhtaç olmaz. Çok çalışır, çok çabalar ama sonunda rahat eder. Bu yüzden hem mutlu hem de sağlıklıdırlar.
Karınca Karkar, pirinç Tonti'nin anlattıklarına çok özenmiş.
Herkesin çalışkan ve mutlu olduğu bir ülke, kim bilir ne güzel olur, demiş.
Pirinç Tonti,
- Ama orayı asıl güzelleştiren halktır. İstersen sen de bu halktan olabilirsin, demiş ve devam etmiş: Bana eşlik edersen seninle o ülkeyi kurarız.
Karınca çok mutlu olmuş.
- Memnuniyetle diyerek, Kebuli Kebula ülkesini nereye kuralım? diye sormuş.
Pirinç Tonti,
- İstediğimiz yere kurabiliriz. Sen dilediğin bir yolu seç ve oradan gidelim, demiş.
Bunun üzerine karınca şöyle bir etrafına bakmış. Rengarenk çiçeklerin olduğu bir yol görmüş. Oradan gitmeye karar vermiş. Az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmişler. Birden karşılarına karıncalar çıkmış. Bu karıncalar Karkar'ın arkadaşlarıymış.
Karıncalar,
- Selam Karkar kardeş, demişler. Bu sırada Karkar'ın sırtındaki pirinç Tonti'yi fark etmişler.
- Sırtındaki pirinci de nereden buldun, diye merakla sormuşlar.
Karınca Karkar,
- O sıradan bir pirinç değil. Kebuli Kebula ülkesini kurmak isteyen bir pirinç, demiş. Ardından da Kebuli Kebula ülkesini ve halkını onlara anlatmış. Sonra eklemiş: Biz de şimdi orayı kurmaya gidiyorduk.
Diğer karıncalar,
- Ne güzel bir fikirmiş öyle, diyerek pirinç Tonti'yi selamlamışlar. Bu güzel ülkeyi kurmaya biz de gelebilir miyiz, diye sormuşlar.
Pirinç Tonti,
- Elbette gelebilirsiniz, bu ülkenin kapıları herkese açıktır, demiş.
Karıncalar çok sevinmiş. Pirinç Tonti ve Karınca Karkar'ın peşine takılmışlar. Bir süre daha gitmişler. Küçük bir tepeyi aşarken çekirgeler ve uç uç böcekleri onları görmüş.
- Nereye gidiyorsunuz böyle, diye merakla sormuşlar.
Karıncalar,
- Kebuli Kebula ülkesini kurmaya gidiyoruz. Oranın halkı çalışkan ve mutlu bir halk olacak, demişler. Sonra pirinç Tonti'yi göstererek bu fikrin ona ait olduğunu belirtmişler.
Çekirgeler ve uç uç böcekleri de onlara katılmak istemiş. Pirinç tonti'den izin almışlar. Pirinç Tonti, hepsini memnuniyetle kabul etmiş. Bir süre sonra yolda karşılaştıkları küçük tırtıllar ve kocaman örümcekler de Kebuli Kebula ülkesini kurmak için onlara katılmışlar.
Hep beraber giderken, pirinç Tonti,
- Durun, demiş. Kebuli Kebula ülkesi işte burası olsun!
Bütün hayvanlar durmuş, etraflarına bakmışlar. Ortada ne ev varmış ne okul ne de bir çarşı...
Karınca Karkar,
- Burada bir şey yok ki! Kurak, dümdüz bomboş bir yer, demiş.
Pirinç Tonti gülümsemiş:
Evet, demiş. Şimdilik öyle... Ama biz Kebuli Kebula ülkesini inşa ettiğimiz zaman burası çok güzel bir yer olacak. Böylece hayallerimizdeki ülkeye kavuşmuş olacağız. Karınca Karkar, o anda pirinç Tonti'nin anlattığı ülkeyi kurmanın hiç de kolay olmadığını anlamış. Heyecanla,
O zaman sen de bizim sultanımız ol; bize ne yapacağımızı söyle, demiş.
Karınca Karkar'ın sözlerini duyan diğer hayvanlar da bu teklife katılmışlar. Pirinç tonti onların teklifini kabul etmiş. Bunun üzerine karıncalar birbirlerine sarılmış; çekirgeler uzun bacaklarıyla zıplamış; örümcekler hızlı hızlı etrafı dolanmış; tırtıllar oldukları yerde yuvarlanmış. Hep bir ağızdan,
- Haydi başlayalım, kendi yuvalarımızı kendimiz yapalım, demişler coşkuyla.
Pirinç Tonti onlar için planlar hazırlamış. Kimin hangi işte çalışacağını söylemiş. Sonra Pirinç Tonti'yle beraber, güzel güzel yuvalar yapmışlar. Birbirlerine yardım etmişler. Özveriyle ve gayretle çalışmışlar. Sonunda, bir arada yaşayacakları Kebuli Kebula ülkesini inşa etmişler. Pirinç Tonti'ye de sultanlara yakışır bir saray yapmışlar.
Pirinç Tonti kendi kendine,
- İyi ki o tepside durmamışım; hayallerimi gerçekleştirmek için yola koyulmuşum, demiş.
Karınca Karkar ise pirinç Tonti'nin yardımcısı olmuş. O da kendi kendine şöyle düşünüyormuş;
- İyi ki pirinci taşımış, onunla birlikte gelmişim. Bu sayede kendi ülkemde, sevdiklerimle, istediğim gibi yaşıyorum. Hem de halka hizmet edebiliyorum.
Onlarla beraber gelen bütün hayvanlar, inşa ettikleri Kebuli Kebula ülkesinde huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamışlar.
0 Yorumlar