Dışarıda lapa lapa kar yağıyordu. Köstebek Çıtırık, pencereden karın yağışını seyrediyordu. Az sonra ise zil çaldı:
''Zııır... Zııır...''
Çıtırık koşarak kapıyı açtı. Gelen, arkadaşı Sincap Ponpon'du. Çıtırık çok sevindi.
- Hoş geldin Ponpon, dedi.
Ponpon,
- Hoş bulduk, diye gülümsedi.
Çıtırık'ın annesi Nazik hanım da Ponpon'u selamladı. İki arkadaş Çıtırık'ın odasına gittiler. Önce evcilik oynadılar. Legolar'dan evler yaptılar. Sonra da masal kitaplarına baktılar.
Ponpon,
- Resim yapalım mı, diye sordu. Resim yapmayı Çıtırık da çok seviyordu. Hemen boya kalemlerini ve resim defterini çıkarttı. Onlar resim yaparken, Nazik Hanım'ın sesi duyuldu:
- Çıtırık! Yanıma gelir misin?
Çıtırık mutfağa koştu. Annesi kek ve meyve suyu hazırlamıştı. Çıtırık tabakları ve bardakları tepsiye yerleştirdi; odasına döndü. Ama gördükleri karşısında olduğu yerde kala kaldı! Az kalsın elindeki tepsiyi devirecekti. Çünkü Ponpon, Miniş'in yüzünü boyuyordu. Miniş, Çıtırık'ın en sevdiği oyuncağıydı. Miniş'i ona teyzesi hediye etmişti. Çıtırık o kadar öfkelendi ki yüzü kıpkırmızı oldu. Ponpon, Miniş'i izinsiz almıştı. Bu yetmezmiş gibi bir de ona zarar veriyordu.
Oysa Çıtırık, oynarken Miniş 'i kirletmemek için elinden geleni yapardı. Çıtırık'ın içinden Ponpon'a bağırmak geldi. Ama birden annesi ile yaptıkları bir konuşma aklına geldi. Annesi öfkesini nasıl kontrol edebileceğini ona öğretmişti. Nazik hanım şunları söylemişti:'' Çıtırıkcığım, öfkelendiğinde, sakinleşene kadar hareket etme. Bağırıp, kötü sözler söyleme. Çünkü kötü sözler karşındakini incitir. sonra pişman olursun. Önce derin bir nefes al sonra içinden 10'a kadar say. İlk kızgınlığın geçtikten sonra ne yapman gerektiğine daha doğru karar verebilirsin.''
Çıtırık, annesinin söylediği gibi yaptı. Derin bir nefes aldı. İçinden 10'a kadar saydı. Arkadaşını kırmak istemiyordu.
Sakin bir ses tonuyla,
- Ponpon, lütfen Miniş'i verir misin? dedi.
Ponpon oyuna o kadar dalmıştı ki Çıtırık'ın geldiğini o anda fark etti. Şaşkınlıkla, Miniş'i ona uzattı. Çıtırık elinde ki tepsiyi yere bırakıp Miniş'i aldı. Miniş'in yüzü rengarenk olmuştu! Çıtırık arkadaşına bağırmamak için kendini zor tutuyordu. O bu kadar kızgınken Ponpon hiçbir şey olmamış gibi tepside ki kekten yemeye başlamıştı bile...
O anda Çıtırık, '' ponpon benim öfkelendiğimi anlamadı.'' diye düşündü. '' Hiç üzgün değil. Yaptığına pişman olması gerekmez mi?'' Ponpon' la açıkça konuşmaya karar verdi.
- Ponpon lütfen beni dinler misin, diye söze başladı. Bu sırada Miniş' i mindere koymuştu.
- Tabii ki dinlerim.
- Biliyor musun, yüzünü boyadığın Miniş, benim en sevdiğim oyuncağımdı. Onu bana teyzem hediye etmişti. Miniş'i izinsiz aldığın ve yüzünü boyadığın için sana çok kızdım. Çıtırık'ı dinlerken Ponpon'un yanakları utançtan kıpkırmızı oldu. Çıtırık sözlerini bitirince,
- Af edersin, dedi. Sana sormadan oyuncağını aldığım için özür dilerim. Yaptığım doğru değil. Benim de oyuncağımı izinsiz alsalar, yüzünü boyasalar çok kızardım.
Böyle söyledikten sonra tepside ki ıslak mendillerden bir tane aldı. Miniş'in yanaklarını silmeye çalıştı. Ama boya izleri çıkmadı. Ponpon çok pişman olmuştu.
- Üzgünüm, diyerek yavaşça ayağa kalktı. Başka bir şey söylemeden, evden çıktı.
Kapının kapandığını duyan Nazik hanım, Çıtırık'ın odasına geldi.
- Ponpon niye gitti, diye sordu.
Çıtırık olanları anlatı.
Nazik hanım,
- Haksızlığa uğradığımız durumlarda bile kendimizi kaybetmemeliyiz. Öfkene kapılmadığın için seni kutlarım yavrum, dedi. Ama keşke arkadaşına '' gitme '' deseydin. Çünkü o hatasını anlamış ve senden özür dilemiş.
O sırada zil çaldı. Çıtırık kapıyı açmaya gitti. Gelenler Gofret ve Şekercan'dı. Hep birlikte Çıtırık'ın odasına geçtiler. Şekercan odaya girer girmez,
- Aaaa! Miniş'e ne oldu böyle, diye sordu.
Çıtırık, bir arkadaşının Miniş'i boyadığını anlattı. Gofret,
- Aslında çok da kötü görünmüyor. Miniş'in yüzüne renk gelmiş, dedi.
Gofret'in bu sözüne hepsi güldü. Şekercan, Çıtırık'a,
- Sen Miniş'i çok severdin. Yüzünün boyanması seni üzmüş olmalı, dedi.
Çıtırık,
-Evet üzüldüm, diye karşılık verdi. Ama üzüldüğümü anlayınca arkadaşım pişman oldu. Hemen özür diledi. Ben de onu affettim.
Gofret pencereyi işaret ederek,
- Kar yağışı artık durdu. Ne dersiniz, bahçeye çıkalım mı, diye sordu.
Şekercan,
- Evet, bu harika bir fikir, dedi.
Çıtırık,'' Öfkemi yenmeyi başardım, şimdi de onu ne kadar sevdiğimi arkadaşıma göstermeliyim'' diye düşündü.
Sonra aniden,
- İsterseniz Ponpon'u da çağıralım. Ne dersiniz, dedi.
Gofret ve Şekercan bu fikri beğendi. Hep bir ağızdan: '' Eveeet! '' dediler. Koşa koşa Ponpon'u çağırmaya gittiler. Ponpon da onlara katıldı. Bahçede, kocaman bir kardan adam yaptılar.
0 Yorumlar