Yalancı Çoban Hikayesi
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve teller iken, bire berber iken ben babamın beşini tıngır, tıngır sallar iken, uzaklarda güzel bir köy varmış. Bu köyde tatlı, sevimli küçük bir çoban yaşarmış. Bu çoban her sabah koyunlarını alır otlatmak için onları götürürmüş. Günlerden bir gün koyunlarını almış, otlatmak için köyden ayrılmış, koyunları çayırda, çimende gezip otlarken bizim çobanın çok canı sıkılmış. Bir türlü eğlenememiş, ne yapsam, nasıl eğlensem diye. Bir hal çare aramış, aklına kendince parlak bir fikir gelmiş. Koşarak köye doğru yola çıkmış. Köy meydanına gelmiş, başlamış bağırmaya, -İmdat dostlar yetişin, koyunlarımı kurt kaptı yetişin diye ortalığı ayağa kaldırmış. Köylülerde bunun üzerine, ellerine ne kaptılar’sa kazma, kürek koyunların yanına doğru koşmaya başlamışlar. Gelmişler bide bakmışlar ki hiç kurt yok, bizim küçük yaramaz çobansa gülüyor onlarla eğleniyor. Hepsi çok kızmışlar bu duruma, dönüp -Sakın böyle bir şey yapma yalan söyleme bak hepimizi kandırdın vaktimizi aldın.
Demişler Böylece geri dönmüşle, aradan bir iki gün daha geçmiş, bizim çoban yine canı sıkılmış, otlakta acaba nasıl bir haylazlık yapım diye düşünüp durmuş. Yine aynısını yapmaya karar vermiş, koşarak köy meydanına gelmiş, yine başlamış bağırmaya, -Amanın dostlar yetişin imdat, koyunlarımı kurtlar kapıyor, kurtlar saldırdı çabuk gelin. Bunun üzerine herkes işini gücünü bırakmış koşa, koşa çobanın yardımına gitmişler. Yine ne görsünler ortada ne bir kurt var, nede bir gerçek meğer bize yalancı çoban yine oyun yapmış, kandırmış herkesi. Bu sefer daha çok kızmışlar demişler ki -Sakın ha iyi bir şey yapmıyorsun. Herkesi işinden gücünden aldın, üstüne üstelik yalan söyledin bununla eğlendin hiç olmamış, yakışmıyor sana demişler. Çoban onları dinlememiş, aradan siz deyin üç gün, ben deyim beş gün geçmiş. Bu sefer dağdan gerçekten bir kurt sürüsü inmiş. Çobanın koyunlarına saldırmış, amanın ne feryat koşa, koşa bizim çoban tekrar köy meydanına gitmiş. -İmdat dostlar, bu sefer gerçektende kurtlar geldi, ne olur yetişin imdadıma imdat. diye bağırıyor, köylüler bu sefer ona inanmamışlar, kimse kılını bile kıpırdatmamış.
İşine gücüne bakmış, gitmemişler çobanın yardımına. Çünkü düşünmüşler ki bu seferde oyun oynuyor. Kurtlar gelip bütün sürüdeki koyunları bir, bir yemişler. Çoban bu duruma çok üzülmüş, sonra dönüp herkese demiş ki -Ya bu sefer size yalan söylememiştim, ama haklısınız gelmediniz bense yaptıklarımdan çok pişmanım. Bizim küçük çoban yaptığının ne kadar kötü bir şey olduğunu anlamış, pişman olmuş. Keşke demiş eğlenmek içinde olsa yalan söylemeseydim. insanların güvenini kaybettim gerçek bir olay oldu insanları yardıma çağırdım, bu defada onlar bana inanmadılar bana güvenmediler. Ben bir daha yalan söylemeyeceğim, eğlenmek için dahi olsa bunu yapmayacağım demiş.
0 Yorumlar